SAYFALAR

29 Eylül 2011 Perşembe

YİNE HEMŞEN


Alafa gideyirken bulmuştum orağuni,
Görürmuyuz acaba kavuştuğumuz güni.

Peştamaluni astun kızılağaç dalına,
Oturdun el salladun kuçuk dere salına.

Derebaşun düzinden yaylaya gideyirdum,
Geçenki konuşmıştuk sen bana ne deyidun?

Oturdun yol üstine gelene demeyesen,
Sana kim demiştiki o köti sevmeyesen?

Kim öğretiyi sana çok türki atayisen,
Belki sana gelurum sen nerde yatayisen

Eskiden hasta idum senun gibi güzele,
Yoksa korkayimisen gel oturalum hele.

Almıştum eşarpuni bahçede otururken,
Sarılmadunmi bana evune götürürken.

Geçerim kapınızdan görürüm seni camdan,
Ben işaret ederken annen ne dedi yandan?

Başunda ki yazmanun valaları çokmı dur,
Ben seni sevdum deyi sevmek kötilukmi dur.
                             Yazan:Recep Ali Öztürk

28 Eylül 2011 Çarşamba

NAÇİZANE

Çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı, ihtiyar, hasta, usta, cahil, okumuş v.s lütfen dediklerimi birazcık düşünün. Kafa yorun. Muhakkak bana hak vereceksiniz. Size anlatılan bir şeyi; dersi veya bilmediğiniz her şeyi veya bildikleriniz her şeyi da muhakkak düşünün. Hatta bir daha düşünüp kafanızda çözmeden veya tam kanaatiniz gelmeden kabullenmeyiniz. Bir fikri kafanızda iyice yoğurmadan savunmayınız.
Mesela biri gelip senin yanına otursa ve sana dese ki "sen Ermeni sin!"
1-O şahıs nerden biliyor seni?
2-Biliyorsa söylemesindeki sebep nedir?
3-Kim olursan ol, bunu bilmekle ne değişecek?
4-Ermeni Türk'ten üstün müdür?
5-Senin kimliğinin söyleyenle bir ilgisi var mıdır?
6-Sana söylemek için neden ta uzaklardan masraf edip gelmiştir?
7-Bilim veya ilim adamı ise, seni niçin araştırmıştır?
8-Bunu araştırmasını kim istemiştir?
9-Kendisi, kendini araştırmış mıdır?
10-Kendisi kimdir, hangi millettendir?
11-Kendi ırkı çok mu iyidir?
12-Hani herkes kendi ırkını öğrenir ve severse, tutarsa ırkçılık veya faşizm olmaz mıydı?
13-Türk Türk'ü arar, sorar, bulursa, severse ırkçılık olur. Diğerleri arar, bulur, yandaşlarını severse niçin ırkçılık olmaz?
14-Bu soruları daha da çoğaltabilirsiniz. Cevaplarını almak hakkınız. Özgürlük daha çok olursa sizin veya bizim kârımız ne dir? Tabii ki siz bunları hiç ama hiç düşünmediniz. Sadece bir dolmuşa bindiniz. Ve öylece çarpana kadar gideceksiniz. Fakat hepimizin bu dolmuşta olduğumuzu unutmayınız. 'Özgürlük, demokrasi' diye hepimiz kandırılıp, kendi çıkarları için kullanılıyoruz. Saygı ve sevgilerimle.

27 Eylül 2011 Salı

ÜSLUBUNU BİLMEK

Kendi kendime yazıyorum çiziyorum fakat iyi mi yazıyorum kötü mu yazıyorum bilmiyorum.
Kimse de de ses yok. Bir şey demiyorlar.
Herhalde yazıp çizmenin üslubunu bilmiyorum.
Eskiden bir adam cezaevine düşmüş. (bizlerden uzak olsun da)
Bakmış önceki mahkumlar bütün fıkraları anlata anlata ezberlemişler ve hatta her fıkraya da birer numara vermişler.
Kendisi de kısa sürede bütün fıkraları numaraları ile birlikte ezberlemiş.
Halka olurlarmış içlerinden birisi ayağa kalkar bir numara söyler oradakiler bu fıkrayı hatırlar ve "ha ha ha" diye katıla katıla gülerlermiş.
Bu yeni cezaevine düşen adam da halkaya katılmış ve fıkra anlatanlar ile gülüşürmüş.
Fıkra anlatma sırası bu yeni düşen çömez mahkuma gelince 17 numaralı fıkra demiş.
Kimsede ses yok.
Daha komiğini söyleyim gülsünler demiş kendi kendine ve 34 numaralı fıkra demiş.
Yine kimsede ses yok.
41 numaralı fıkra anh. Kimse gülmüyor.
İçlerinden birine" arkadaş en komik fıkraları anlattım hiç biriniz gülmediniz bunun sebebi nedir?" diye sormuş.
O da "Fıkra anlatmak başlı başına bir sanattır. Fıkrayı anlatmanın da bir üslubu var. Her anlatılan fıkraya gülünmez. Fıkra doğru üslupla anlatılırsa gülünür." demiş.
Bende bu yazma, çizme işini beceremeyeceğim, önce üslubunu öğrenmem lazım herhalde.