SAYFALAR

16 Nisan 2013 Salı

UYANIK HIRSIZ

Bir gece adamın arabası park ettiği yerden çalınır.
İki gün sonra arabası aynı yere getirilerek bırakılır. Ve içinde bir de not vardır. 

'Eşimi hastaneye yetiştirebilmek için mecbur kaldım arabanı çaldım. Size karşı çok mahçupum. İşlerimi hallettim ve arabanı geri iade ediyorum. Size olan minnet borcumu ödemek ve kendimi af ettirmek için, iki adet tiyatro bileti hediye ediyorum. Bu Cumartesi gece saat 21.00 matinesine eşinizle birlikte gidebilirsiniz. Sizlere iyi seyirler' diye notta yazılıdır.

Adam çok duygulanır. Hırsızın bıraktığı bileti alır. Eşine 'Böyle iyi niyetli ve namuslu hırsızlar da var, demek' der. 

Eşi ile birlikte tiyatroya giderler.
Hakikaten çok iyi vakit geçirirler.
Tiyatro çıkışı neşeli neşeli geri evlerine gelirler. 

Bakarlar ki her şeyleri çalınmış. Sadece evin dört duvarı duruyor.

Duvarlar dan birine bir not asılmış. "Ağabey tiyatro nasıl, güzel miydi? Beğendiniz mi?" 

14 Nisan 2013 Pazar

BEDEVA NEFES



thomas lawrence
e.w.charles noel
(resimler internetten alıntı)
Her zaman kafamda sorgularım: 'Allah; Arap ülkelerine çekilmez işkenceleri niçin yapıyor? Gazabını onlara niçin gösteriyor?' diye. Tabii Onun işine karışılmaz. Hikmetine sual olunmaz ve yanlış işi de asla hiç olmaz. Bunları biliyorum. Ben de ki sadece merak. İnşallah Allahım bağışlar beni.
Ülkeler birbirleriyle savaşırlar. İşgal ederler. Esir alırlar fakat böyle zulüm yapmazlar. Bu zulümlerde Allahın bir takdiridir. Biliyorsunuz bu ülkelerin hepsi doksan yıl kadar önce Osmanlı İmparatorluğundan bu günkü gibi çeşitli oyunlarla ayırıldılar. Müslüman insanlara, hıristiyan casuslar güya iyilik yaptılar.
Bütün Arap Ülkelerini Osmanlı dan ayıran İngiliz casus yukarıda resmini gördüğünüz Thomas Lawrence (Lavrens) tir. 1918-20 lerde çıkardığı isyanlarla Arap ülkeleri kuruldu. O zamanlar Lavrens Araplara çok şirin geldi. Şimdi neler yapılıyor? O Lavrens nerde? Olup bitenleri de görüyorsunuz. Öyle yüzünüze gülenleri dost bilip peşlerinden gitmeyin. Önce aklınızı kullanın. Ve bence bu Arapların günahları; zor zamanda Osmanlı lara ihanet edip Lawrence ye uyarak ayrılmalarıdır. O yıllarda Kürtleri ayırmak için uğraşan, isyanlara teşvik eden yukarıda resmini gördüğünüz E. W. Charles Noel isminde başka bir İngiliz casus vardı. O başaramadı. Yanı Kürtleri o zaman O hıristiyan binbaşı kandıramadı. Osmanlı dan ayrılmadılar. Türklerle kardeş olmağı seçtiler. Ve Noel görevini yapamadan İngiltere ye geri gitti. Keşke o zaman ayrılsalar hayırlı mıydı, hayırsız mıydı? O başka konu. Şimdi merak ettiğim üç şey var. Bir; Lavrens bu Arap ülkelerini isyanlara teşvik edip ayırırken, bu gün kü başlarına gelecekleri bilmiyor muydu? Yoksa babasının hayrına mı her türlü tehlikeyi göze alıp, büyük zorluklarla bu işlere kalkıştı? İki; O zaman Kürtler de Noel'e uyup ayrılsalar; bu gün Arapların başına gelenler, onların da başına gelecek miydi? Üçüncü ve esas mesele; şu anda Kürtleri ayırmak için uğraşan, bugünkü LAWRENCE ler ve NOEL ler, belki de emellerine kavuşup Kürtleri ayıracaklar. Kürt devletini kurduracaklar. Belki bütün Türkiye ye el koyacaklar. Bizleri bugünkü Arap ülkeleri gibi yapmak için, doksan yıl daha bekleyecekler mi? Ben Kürtlerin ve Türklerin başlarına kötülük gelsin istemem. Arapların başına da kötülük gelsin istemem. Fakat elimden bir şey gelmiyor. Sadece söylüyorum ve üzülüyorum. Geçen seferlerde çok anlatmağa çalıştım. Hiç kimse başkası için bedava, bir nefes bile almaz.



12 Nisan 2013 Cuma

UCUZ TARİFE

Hanı derler ya 'Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz' Koskoca TURKCELL Telefon İmparatoru nasıl bu kadar çok para kazanmış ve o imparatorluğu kurmuş? Ben şimdi anladım. Ve bu sırrı şimdi sizlere de anlatacağım. Fakat önce bir tavsiyem olsun. Haksızlığa uğradığınız zaman şikayette bulunun. Bir şey çıkmaz demeyin. Kazanamasanız bile en azından hakkınızı aradığınızın huzuru içinde olursunuz. Şimdi olayımıza gelelim. Ben emekli maaşı ile şükredip geçinen sıradan bir vatandaşım. Ocak 2013 te Yurt dışına gittim. Gitmeden önce Türkcell İletişim merkezine giderek 'UCUZ YURT DIŞI TARİFESİ' istedim. Yarım saat kadar bilgisayarda uğraştılar ve "Tamam git istediğin kadar konuş" dediler. Uçağımız o ülkenin hava alanına inerken, mesajla Türk Elçiliği telefonunu bildirdiler. Çok etkilendim. Eşime Türkcell i övdüm durdum. Hatta oğluma da memnuniyetimi anlattım. Bu arada Oğlum bana bir telefon almıştı. Ayarlarını filan yaparken bir iki defa Dubai de kendisine ait, evin de kullandığı internete girdi çıktı. Ve o gün o telefonla yine oğlumu bir defa arayıp, Ankara da ki kızıma da sağ salım indiğimizi bildirdim. Türkcell den bir mesaj geldi. "Borcunuz 467,90tl olup faturanıza yansıtılacaktır. v.s" Önce şaka yapıyorlar sandım. İnceledim, doğru. Biz yarım günde 467,90tl borçlanmışız. Hemen telefondan SİM KARTIMI çıkardım. Gelene kadar hiç takmadım. Oğlumun o ülkeye ait ikinci telefonunu kullandım. İnternette verdikleri adrese girerek turkcell de borcumu araştırdım. Ödenmemiş faturanız yok vs gibi tırı vırı bir şeyler ile bol bol reklamları vardı. Borç la ilgili hiç bir şey yoktu. Ben yine her ihtimale karşı Türkiye ye gelene kadar hiç sim kart takmadım.

Türkiye ye geldim. Bu borcun 486, 90tl olarak Kredi kartımdan kesildiğini gördüm. İnternette Koca Türkcell için sadece reklamlarından başka derdimi anlatacak bir yer bulamadım. Gittiğim merkezleri "Biz bilmeyiz, fatura da veremeyiz" dediler. 532 den tutun da bildiğim ne kadar tukcell numarası var ise hepsine mesaj çekerek, telefon açarak, e-mail atarak fatura istedim. Uzun uğraşların sonunda, turkcell merkezinde ki bir gencin yardımı ile faturam geldi. Bir günde 2207 nolu telefona (neresidir bilmiyorum) 180 defa mesaj çekmişim. İnternete girmişim. Benden ikinci defa internet parası alıyorlar. Yurt dışında dolaşım ücreti almışlar. Bu da ne parasıdır? Anlamış değilim. Telefonumda sim kart yokken mesaj nasıl çekilir? Nasıl dolaşılır. Bu olay tam olarak 'HAKSIZ KAZANÇ' tır. Dolandırıcılıktır. Elimden geldiği kadar delil lendirdim ve Tüketici Hakem Heyetine dilekçe ile baş vurdum. Ömrümüz yeterde neticelenirse yine burada sizlerle paylaşacağım. İyi ki ucuz tarife istemişim, ya istemeseydim ne olacaktı. Yurda döndükten sonra birde mesaj çekip alay ediyorlar "Her yöne 34.90tl Yurt dışı paketini al" diye. Ya mesaj çekip ilk gün borcumu bildirmeseler, yarım gün 467.90tl olduğuna göre ben 20 gün kaldım. 18.716,00tl telefon borcu ödeyecektim. Ne yapın yapın yurt dışına giderken kesinlikle telefon götürmeyin. Evinizde sim kartı başka yere telefonu da uzak bir yere bırakın. Sonra Türkcell in ekmeğine yağ sürersiniz. Hem o paket, bu paket, ne demektir. O da insanların kafasını karıştırmaktır. Eğer vatandaşı seviyorsan en ucuz tarifeyi uygularsın. Yok o paket, yok bu paket diye kafaları karıştırıp cebinde ki paraları almazsın. İnternete bakarsanız "Van depremine yardım etmişler." Eğer doğru ise muhakkak onlara verdikleri paranın bir kaç katını ben ve benim gibilerden çıkartacaklar. Sonra Mehmet Emin K. Pamukbankı batırıp zengin olmadı mı? Şimdi anladınız mı, nasıl para kazanılır, nasıl zengin olunur? Yine de siz siz olun vijdanı elden bırakmayın. Zıra öteki tarafa giderken kazandıklarının hiç birini peşinden götüremiyorsun