SAYFALAR

7 Ocak 2012 Cumartesi

POLİSİ KANDIRDI

Kabadayı Süleyman Sırrı Prodan Adana Belediye Meclisini basıp, Belediye Başkanı Av. Ege Bagatur'u ve Yardımcısı Av. Ahmet Albay'ı ağır yaralamıştı. Bu konuda da çok çeşitli olur olmaz yazılar yazıldı. Olayın aslı şöyle oldu;

Adana İnönü caddesi, İnönü Parkı içerisinde, Adana Belediyesine ait Emirgan çay ocağı vardı. Bu çay ocağının işletmeciliğini beş yıllığına kabadayı Süleyman Sırrı Prodan ve kardeşi Asvalt Rıza Prodan kiralayıp almışlardı. Zaten Başkan Av. Ege Bagatur, yardımcısı Av. Ahmet Albay ve Süleyman Sırrı Prodan, Asvalt Rıza arkadaştırlar. Av. Ahmet Albay kendisi Urfalıdır ve o zamanlar Adana da yaşamaktadır. Adana CHP İl Başkanıdır ve PKK nın Adana teşkilatı kurucularındandır.

Süleyman Sırrı Prodan da CHP delegesi, Belediye Başkanı Ege Bagatur da partinin ileri gelenlerindendir. Süleyman Sırrı'nın kardeşi Asvalt Rıza, Adalet Parti delegesidir. Her iki parti de iktidara gelse işlerini yürütmek için, iki kabadayı kardeş böyle bir yol tutmuşlar, biri CHP li, diğeri Adalet Partili, o zamanın iki büyük partisini ellerinde tutmuşlar.

Daha sonra ne olduysa belediyeciler ile bu kabadayıların araları açıldı. Belediye Başkanı Ege Bagatur süresi dolmadan sözleşmeyi fesh edip çay bahçesini geri almak istediğini, bizler de dışardan duyuyorduk.

30 Haziran 1975 Olay günü öğleden sonra Belediye Başkanı Ege Bagatur, Belediye Encümen Üyelerini toplar ve bahse konu çay bahçesini geri almak için Belediye Toplantı Salonunda karar aldığı sırada, dinleyiciler arasında bulunan çay ocağı işletmecisi Kabadayı Süleyman Sırrı Prodan kararı duyunca ayağa kalkar ve üzerinde taşıdığı tabancasıyla Adana Belediyesinde ki bu encümen üyelerinin, hepsini kurşun yağmuruna tutar. Belediye Başkanı Ege Bagatur ve Yardımcısı Ahmet Albay ağır yaralandılar. 

Olayı gerçekleştiren Süleyman Sırrı Prodan olaydan sonra salondan çıkıp olay yerinden kaçmağa çalışırken, orada görevli Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü polislerinden Polis Memuru Karateci Hüseyin B. ve bir kaç polis arkadaşları salonda silah seslerini duyunca, olaya müdahale etmek için Belediye toplantı salonuna doğru koşarlar. Kendilerine doğru gelmekte olan Kabadayı Süleymen Sırrı Prodan yakalanacağını anlayınca karnını tutarak yere oturur ve yanına gelen bu Polis Memurlarına; "İçerde beni vurdular. Ağır yaralıyım. Hastaneye acil gitmem lazım" der. 

Polis Memuru Hüseyin de bir taksi durdurarak Süleyman Sırrı Prodan'ı bindirir ve güya tedavi olması için hastaneye yollar. Kendisi de arkadaşları ile koşarak olayın işlendiği ve silah seslerinin duyulduğu Adana Belediyesi toplantı salonuna giderler. O zaman olayın aslını öğrenir fakat iş işten geçmiş olur. Süleyman Sırrı Prodan yaralı filan değil, esas sanık kendisidir ve polisin elinden kaçıp kurtulmak için bu numarayı yapmış, polise yalan söylemiştir. Yaralı olduğunu söyleyerek polisi kandırmış ve kaçmıştır. 

Taksi ile oradan ayrılınca hastaneye değil de başka yere, oradan da zehir uçakları ile Suriye'ye gittiği söylendi. Polis memuru Hüseyin ise tedbirsiz davranıp hastaneye Süleyman Sırrı Prodan'ı yalnız gönderdiği ve kaçmasına sebep olduğu için bir yıl kadar cezaevinde hapis yattı. Bu polis memuru daha sonraları dışarıdan okullar bitirdi ve Emniyet Müdürü olarak meslekten emekli oldu.

Süleyman Sırrı Prodan'ı yakalamak için Türkiye nin her tarafında başta Cinayet Büro Amirimiz Başkomiser Cihat Yalım ve Asayiş Şube Müdürümüz Adil Yazıcıoğlu olmak üzere Polis Memurları; Emir Aybı, Şahin Ağan, Yaşar Turgut, Fahrettin Gök, Hüseyin Boylu, Ahmet Seyhan, Ahmet Daday, Ahmet Yılmaz, Tahsin Yücel ve Ben ekipler halinde bir çok operasyonlar ve takipler yaptık. Her istihbaratı ve her isimsiz dahi olan ihbarları değerlendirdik. Günlerce haftalarca evlerimize gitmedik, ayakkabılarımızı çıkarmadık. Türkiye'nin her tarafında araştırmalar yaptık. Kendisini saygıyla andığım Asayiş Şube Müdürümüz Adil Yazıcıoğlu da bazı operasyonlarda bizzat bizim başımızda bulundu. Hatay'ın Samandağ İlçesi köylerinde Suriye ye geçeceğini düşünerek 15-20 gün takiplerde bulunup hudut kaçış noktalarında pusular attık. En ufak şüphelerde ev, iş yerleri, ve metruk yerlerde aramalar yaptık. Bazı Vali Yardımcıları, Savcı ve Hakimlerin de evlerinde aramalar yaptık. 

Bu koşuşturmalarda bir gece Asayiş Şube Müdürümüz Adil Yazıcıoğlu balçığa gömülüp hep çamur olduğu için elbiselerini çıkardı ve ertesi gün İlçe merkezine gelip yeni elbise satın alana kadar, araba içerisinde don atlet ile oturdu. Hatta don atleti de şoförü Dede Nizam dan aldı. Daha sonra gelen ihbara göre Konya Seydişehir İlçesi'ne giderek Ağır ceza Reisi'nin evinde bile arama yaptık.

Bir yıl kadar sonra Süleyman Sırrı Prodan'ın dostu ses sanatçısı Seher Uludağ Halep'e gittiği zaman orada olduğu anlaşıldı. Ömrünün geri kalanını galiba orada yaşadı. Bildiğim kadarı ile hiç yakalanmadı. 

Belediye Başkanı Ege Bagatur bu olaydan sonra felç oldu. Sonraki hayatını felçli bir avukat olarak yatalak devam ettirdi. Av. Ahmet Albay o olayda sağ kaldı fakat daha sonra 1979 yılında başka kişiler tarafından siyasi cinayete kurban gitti. 

Daha sonra ki Belediye Başkanı olan Selahattin Çolak ve Artist Yılmaz Güney de bu kişilerin çok yakın arkadaşlarıdır. Her şeyi çok iyi bilirler. Süleyman Sırrı Prodan'ın kardeşi Asvalt Rıza Prodan ise dostu şarkıcı Şükran Ay ile Adana da yaşamağa devam etti. Savaş Ay isminde bir erkek çocukları oldu.


HAKİM SEFA MUTLU OLAYI


İnternette okudum ve yazanların gerçeği doğru anlatmadıklarını düşünüyorum. Yılmaz Güney Yumurtalık Sorgu Hakimi Sefa Mutlu'yu tabanca ile öldürüp firar ettiği gece Adana Cinayet Masasında ben, Ahmet Yılmaz ve Ahmet Seyhan görevliydik. Jandarmadan sonra olayla ilgilenen ve firari Sanık Yılmaz Güney'in yakalanması için koşuşturan tek ekip bizdik.

Yumurtalık deniz kıyısında küçük bir kasabadır ve polis teşkilatı yoktu. Jandarmanın talebi üzerine bu olayla ilgili Adana ve çevresinde bir çok operasyonlar yaptık. Bizim o zaman ki tespitlerimize göre Yumurtalık Sorgu Hakimi Sefa Mutlu'nun öldürülme olayı şöyle olmuştu:

Yılmaz Güney çevirmekte olduğu 'ENDİŞE' adlı filmi için Adana da bulunmaktadır.
13 Eylül 1974 Cuma günü gecesi Yumurtalık ta Sait Erbaş ve Ali Orhan'a ait gazinoda arkadaşları Adana Belediye Başkanı Ege Bagatur, Yardımcısı Ahmet Albay, daha sonraki Adana Belediye Başkanı Selahattin Çolak ve eşleri ile içki içip eğlenmektedirler. Gece saat 23-24.00 sıralarında sarhoşluğunda etkisi ile Yılmaz Güney ruhsatsız tabancası ile gazinoda dört beş el havaya ateş ediyor. Başka bir masada yine eşi ile bir masada oturan Yumurtalık Hakimi Sefa Mutlu "Bu hareketin suç olduğunu ve bir daha tekrarlanmamasını" garsonu yollayarak Yılmaz Güney'e bildiriyor ve tartışma başlıyor. 

Yılmaz Güney inat olarak tekrar havaya bir kaç el daha ateş ediyor. Hakim Sefa Mutlu yerinden kalkıyor ve eşi ile birlikte oradan uzaklaşıp evine gitmek isterken, Yılmaz Güney gazinonun ortasında, havaya ateş ettiği aynı 14'lü tabancası ile Hakim Sefa Mutlu'yu vurulup öldürüyor ve oradan firar ediyor.

İki garsondan başka olayı doğru dürüst anlatan hiç kimse çıkmadı. Halbuki daha sonra Belediye Başkanlığı yapan Emniyet Müdürlüğünden ayrılma Selahattin Çolak, Ege Bagatur ve Ahmet Albay da birlikte olduklarından dolayı, olayı çok iyi bilmelerine rağmen hepsi kaçamak ifadeler verdiler. Doğru dürüst şahitlik etmediler. O tarihte Yumurtalıkta C. Savcısı yoktu ve o görevi de vurulan hakim Sefa Mutlu yürütüyordu. Onun için unvanı 'Sorgu Hakimi' oluyordu.  

Firari Yılmaz Güney'in yakalanması için yapılan kontroller esnasında, arabasında bulunan bir kilo kaçak çaydan dolayı kaçmak isteyen bir ticari taksi şoförü, jandarmanın açtığı uyarı ateşi sonucu kazaen vurularak öldü. 

Hakim Sefa Mutlu'nun öldürülmesi olayında şahitler hep kaçamak ifadeler verdiler. Olaydan üç gün sonra Abdullah Pütün isimli Yılmaz Güney'in yeğeni, olayda kullanılan 14'lü tabanca ile Savcılığa teslim oldu ve "Hakim Sefa Mutlu'yu ben öldürdüm." diye olayı üslendi. Yalan söylediği ve olayın esas faili Yılmaz Güney olduğu, Jandarmanın gazinoda yaptığı tahkikatlardan ve diğer şahit beyanlarından anlaşıldı. Abdullah Pütün mahkemeyi yanılttığından dolayı hakkında işlem yapıldı, yargılandı.

Yılmaz Güney'in esas soyadı Pütün, babasının adı Hasan dır. İlk etapta Adana daki akrabalarının ve kız kardeşi Elif'in evinde aramalar yaptık, yakalayamadık.

Olayın sonrası da şöyle gelişti:
Yılmaz Güney'in durumu malum, uzun süre sonra yakalandı. Bu olaydan iki ay kadar sonra Adana Kanal Mahallesinde yaşayan Yılmaz Güney'in yeğeni ve bu Sorgu Hakimi öldürülmesi olayını üslenen Abdullah Pütün evinde tabanca ile öldürülmüş olarak bulundu. 9mm Star tabancası ile babalığı tarafından bir kadın meselesi ve dost post meselesi yüzünden öldürüldüğünü tespit ettik. Babalığı yakalandı. Suçunu itiraf etti. Olay aydınlandı.

Olayın yakın şahidi olan diğer şahıslar da; İki yıl kadar sonra Adana İnönü parkında çay ocağı işletmeciliğini Beş yıllığına ünlü kabadayı Süleyman Sırrı Prodan ve kardeşi Asvalt Rıza'ya veren Adana Belediye Başkanı Av. Ege Bagatur ve yardımcısı Av. Ahmet Albay süresi dolmadan, sözleşmeyi tek taraflı fesih etmek için karar aldıkları sırada, Belediye salonunda Süleyman Sırrı Prodan tarafından kurşun yağmuruna tutuldular. İkisi de ağır yaralandılar. Ege Bagatur felç kaldı. Tedavi olan Ahmet Albay daha sonra 1979 yılında Kürtçülükten siyasi nedenlerle öldürüldü. 

Gerçeğe ışık tutmak için anlatmağı bir borç bildim. Saygılarımla.


3 Ocak 2012 Salı

şiir EĞER


Evin bahçesinde, açsın diye gül dikeceğim,
Yarım gün gelir, buralardan geçerisen eğer.
Her sabah, dallarını, eğip te koklayacağım,
Açan güllere sen, kokundan verdiysen eğer.

Bu taraf, pembe açacak, öteki taraf kırmızı,
Duracaklar, ikisi de solmaz, görmeden bizi
Gelirsek bekleyecekler, yol üstünde ikimizi,
Sen, benim ellerimden tutup, gittiysen eğer.

Pembe gül kederli duracak, sen gelmeyince,
Kırmızısı, haber verecek sana, beni sorunca,
O güller bile kıskanacak, bir ömür boyunca,
Sen de hiç gitmeyip, bizimle kaldıysan eğer.
                                          Recep Ali Öztürk