SAYFALAR

5 Mayıs 2012 Cumartesi

MERMİ RÜZGARİ

1977 yılı yer Adana Küçüksaat; saat 20.00 sıraları ihtiyaç dönüşü akşam cihazı açarken 'vurdu, kaçtı, yakalanmadı' gibi garip telsız anonslarıyla karşılaştık. Bankalar Karakol Amiri Başkomiser Mehmet Canseven Bey anons ediyordu. Küçüksaatte bir konfeksiyon mağazasında tezgahtarlık yapan bir kızın nişanlısı, sevgilisinden sebep onun patronunu vurmuştu. Hemen söyleyim şahıs hafif yaralı fakat yaralayan kaçıyor, polisler onu kovalıyor, öyle gitti, böyle geldi diye anonslar yapılıyordu.

Hiç anons etmeden olay yerine gittik. Şahıs Hürriyet Mahallesinde bir apartmana girip, apartman kapısını içeriden kapattığı söylendi. Ortalık karanlık olmuştu. Biraz uğraştıktan sonra zorlayarak apartman kapısını açtık. Apartman sakinleri apartmanda korkudan çatı ile zemin arasında merdivenlerde bir aşağı bir yukarı koşup duruyorlardı. On katlı apartmanın çatısına çıktım. İnşaat halindeki yan apartmanın çatısına atlayıp kaçan adam, karşıdan bana bir el ateş etti. Çatıdan çatıya atlamak suretiyle polisten kaçmağa çalışıyordu. Bu arada da ara sıra rast gele ateş de ediyordu. Bir kaç polis çatıdan o binaya atladık. 

Ben bir kat aşağı inerek üst kat evin bölümlerine girdim. Evin içi tam olarak bölünmüş odalar belirlenmiş fakat inşaat halinde olduğundan kargas donanmamış bir bina idi. Her oda briket duvar içinde kaldığından ben başka taraftan korkmuyorum, ilerlerken sadece yürürken önümden gelecek tehlikeyi düşünüyordum. Hava kararmış, cep fenerimiz var fakat yerimiz belli olmasın diye yakmıyor, yarı ay ışığından faydalanıyorduk. Diğer arkadaşlarım yan dairede bulunuyorlardı. 

Pencere çerçeveleri ve kapılar takılmamıştı. Üst kattan aşağı yere atladığım zaman gayrı ihtiyarı yere doğru çömelebildim ve tam o zamanda herhalde benim gürültüme olacak ki şahıs benden tarafa bir el ateş etti. Ben ara bölmenin aralığından tabancanın namlusundan çıkan ateşin bir kısmını gördüm. Hiç korkum ve kuşkum yoktu çünkü anlattığım gibi beton bölmeler arasında bir oda içinde bulunuyordum. O duvarları delip te kurşun bana ulaşamazdı. Fakat ben atlamanın tesiriyle yere çöktüğüm gibi patlayan silah sesi ile yüzüme de şiddetli bir mermi rüzgari geldi ve yanan barut kokusu her tarafı sardı. Genelde kapalı yerde silah sıkılırsa öyle olur. Fakat yüzüme bir rüzgarla birlikte sıcaklık vurduğunu ayan beyan hissettim.

Allah Allah ne olmuştu? Anlamadım. O sırada arkadaşım Konyalı Fahri şahsı yakaladı. Etkisiz hale getirdi. Bende yan tarafa yanlarına geçtim. Silahını aldık. Benim aklıma geldi. Geri döndüm ve o yüzüme rüzgar vurduğu odaya giderek el feneri ile bir inceleme yaptım ki ne göreyim. Hayat ta kalmam çok büyük bir mucize. Atladığım zaman gayrı ihtiyarı çökmeyip ayakta kalsam, şimdi bu olayı sizlere anlatamayacaktım. Çünkü 35 yıllık ölü olacaktım. Benim gece briket duvar bilerek kendime siper edip sağlam diye güvendiğim duvar briket değil kontraplakmiş. Kurşun kafamın dört beş parmak üstünden geçerek karşı duvara, rüzgarı da bana vurmuş. 

Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte. Ertesi gün gündüz gittim inceledim. Evet çok büyük bir tehlikeden kurtulmuşum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder