SAYFALAR

27 Ağustos 2012 Pazartesi

YAVAŞ ÖLÜM

Bir kompozisyonda sigaranın zararları sorulmuş. Bende ilk okuyunca, 'sigara iyi bir şeydir. İyi ki içiyorum' diye sevinmiştim. Yazının devamını okuyunca dehşete kapıldım. Yıllar sonra da çok yerinde söylenen sözler olduğunu, sigarayı bıraktıktan sonra tam olarak anladım.
Sigara içenlere geçmiş olsun. Ne yapıp yapıp bu meret ten vaz geçmeğe çalışsınlar. Buyurun okuduğum ve önce sevindiğim, sonra dehşete kapıldığım o yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Sonra içen ile içmeyen arasında ki farkı tartışalım.
Ödüllü bir yarışmada, "En kısa şekilde sigaranın zararlarını anlatınız." diye sormuşlar. Her ülke yarışmacıları kendilerine göre bir şeyler anlatmışlar. Biz onları boş verelim, birincilik kazanan İngiliz yarışmacının dediklerine kulak verelim:

1- Sigara içeni köpek ısıramaz,
2- Sigara içenin evine hırsız giremez,
3- Sigara içen ihtiyarlamaz.

Buraya kadar çok güzel, zaten yarışma heyeti de "Sen sigarayı met ediyorsun" demişler. İngiliz bilim adamı iddialarına devam etmiş.

"Sigara içeni köpek ısıramaz. Çünkü hep baston ile gezer.
Sigara içenin evine hırsız giremez. Çünkü hep öksürür, hiç uyumaz.
Sigara içen ihtiyarlamaz. Çünkü genç yaşta ölür." der. Bu yarışmacı.

Gerçek söylüyorum sigara içen yarım adamdır. Bu da benim sözüm olsun. Çünkü başı ağırır. Gözü ağırır. Dizleri ağırır. Kulakları ağırır. Her zaman halsızdır. Yarım adam değil, ölü adam desek daha çok yakışacak.
Sigarayı bırakmak öyle basit değildir. Önce bırakırken karşılaştığım çok ilginç olayları anlatayım. Eşim ile birlikte 2006 ramazan ayında bırakmak için sözleştik. İlk iftar çok basit geçti. Kendi kendime kolaymış diye düşündüm. İlk üç günden sonra çok darlandım. Hep 'içsem mi, içmesem mi' diye iki belki de kaldım. Hatta bazen son bir defa içeyim, daha içmem diye içimden geçiyordu. Hanıma mahçup olmamak için direniyordum. Zaten kesin karar vermiş, evde ki sigaraları yok etmiştim. Bir gün iftara yakın eve gelirken yolun kenarında yeşil çalıların içinde yeni açılmış bir paket marlboro sigarası buldum. Aldım eve getirdim. Eşim inanmadı "satın almışsın" dedi. Bulduğuma inandıramadım. Sigarayı kırdık çöpe attık, "biz söz verdik bırakacağız" dedik. Ertesi gün eve gelirken yine aynı yerde bir paket açılmış camel sigara buldum. Tekrar eve getirip eşime gösterdim. Aynı tepki ile karşılaştım ve sigara tekrar kırılarak çöpe atıldı. Ertesi gün aynı yerde kent sigarası duruyordu. Onu alıp eve getirmedim. Eşimi alıp sigaranın yanına götürdüm. Yeni başlayan birisi eve götüremeyip burada sakladığını düşündük. Bir ay boyunca orada bir paket değişik marka sigara eksik olmadı.
Oraya bırakılan sigaraları daha artık almadım. Her ihtimale karşı bulduğum sigaralardan yarım paketini sakladım. Hala belki 'en son bir tane içerim' diye düşünüyordum. Bence irade zayıflığı. İki üç ay hiç içmedim. 'İçsem mi, içmesem mi' diye kararsızlığım devam etti. Kızımı İngiltere ye yolcu edecektim. Sigara burnumda tütüyordu ve içmek için tam fırsattı. Gizli bir tane aldım yanıma. Hava alanına gittik. Beklerken sigarayı çıkarıp "Bir tane içeyim daha içmeyeceğim" dedim. Kızım "Daha içmeyeceksen bunu da içme. İyi ki bırakmışsın. Her zaman sonuncu içiyorum diye devam edeceksin." dedi. Elimde ki sigarayı alıp kırdı. Ben de içmekten vaz geçtim.

Polis arabamı çeker diye kontrol etmek için arabamın yanına gittim. Karanlıkta sağ ön tekerin yanında ayağıma bir şey takıldı. Eğildim baktım. Bir paket 'dunhıll' sigara. İnanmazsınız ama ben doğrusunu yazayım. Siz inanmayın. İçinde on bir adet sigara, bir de siyah çakmak var. Dunhıll sigarayı da ilk defa Türkiye de orada gördüm. İngilizlerin en iyi sigarasıdır. Bektaşi gibi ellerimi göğe açtım "Ey Allahım arabada çakmak var. Bunu boşuna yollamışsın" dedim. Ve bir tane çıkararak ağzıma taktım. Sigara ağzımda, bulduğum paket ve çakmak elimde bizimkilerin yanına gittim. "Siz istemiyorsunuz ama Allah benim sigara içmemi istiyor. Daha önce paramla sigara bulamazken şimdi bu bolluk neden dir?" dedim. Kızım ve Eşimin ısrarları üzerine yine içmedim. Orada sigara elinde geçen birine sigara ve çakmağı verdim. Adam sevindi veya beni meczub bildi. Bir kaç gün sonra Ankara'da Eşim ile yürüyüşe çıktık. Park yerinden dönerken yerde yeni açılmış uzun marlboro paketi gördüm. İçinden sigaranın biri yarısına kadar dışarı çıkmış:  'İç beni' diye kendini reklam ediyor ve beni bekliyordu. Aldım onu da bizim kapıcıya verdim. Sanki birisi beni takip ediyor, her gideceğim yere bir paket sigara bırakıyordu. Vaz geçmemi istemiyordu. Bu anlattıklarımın hepsi gerçektir. Hiç abartı payı dahi yoktur. Hatta ağabeyime anlattım "Sigarayı bırakırsan sen öleceksin, sakın bırakma" dedi. Ona da inanmadım. Çünkü kendisi de bırakamıyordu. "Sigarayı içen zaten ölü, içmeyim öyle öleyim" diye düşündüm ve inat ettim içmedim. Şimdi sigarayı görünce tiksiniyorum. İçen bir adamın yanında kötü kokusundan dolayı duramıyorum. Sigara içtiğim zaman ki halim aklıma geliyor ve bugünkü halime şükrediyorum. Aklımda iken söyleyim. Şimdi dikkat ediyorum da, şimdilerde yerde hiç bir tane sigara bulamıyorum.

Demek ki sigara şeytanın tam kendisi imiş ve şeytana karşı ben zafer kazanmışım. İlk bir sene onun sebebine her tarafımda ağrılar çıktı, hiç dinlemedim. Her aklıma geldi mi sulu meyveler yedim. Çay içtim. Bırakmak niyetiniz varsa ki, o vücut kendinizindir. O akciğer kendinizindir. Ben karışmam. Bana yaptığı etkilerin hepsini, içen herkese yapar sigara. En azından içmeyip yaşamağı bir zaman denemelisiniz. O sigarasız hayatın tadını bir tatmalısınız. Bırakmak istiyorsanız kesin karar vereceksiniz. Ciddi bir şekilde zararlarına inanarak ve zararlarını hep aklınızda tutarak, bırakmadan altı ay önce en kötü sigarayı içmeğe başlayacaksınız.  O içtiğiniz kötü sigara ağzınızı, boğazınızı acıtacak. Size nefret ettirecek. Veya nefret etmenizi kolaylaştıracak. Altı ay veya daha az zaman  sonra paket ve çakmağı atarak çok mutlu olacaksınız. Yok "ben yemeklerin üzerine içerim. İlaçtır. Ben sigara ile çok mutluyum." laflarına inanmam. Kendimizi kandırırız. Bende denedim; yemek vakti ne zaman gelecek diye ip ile çekiyordum. Bazen da yemek vakti geldi diye sigaradan sebep vakitsiz yemekler yiyordum. Kendinizi öyle kandırmayınız. Madem ki yemek üzerine içiyorsun hiç içme ben sana 'delikanlı' deyim. Yok efendim, ben bırakamam. Niçin? Çok tiryakiyim. Hayır. Sen korkak iradesizin birisin. Ancak ağabeyim gibi ölümü ensende hissedersen bırakırsın. Sigara içenlerin içinde benden daha tiryaki de tanımam, en anlayacağınızı deyim. Gece uykudan uyandım mı, ilk iş bir sigara içmek ti. Her gece yattıktan sonra en az dört sigara içerdim. İçmezsem gözlerim yanar uykuya geçemezdim




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder