SAYFALAR

3 Aralık 2012 Pazartesi

ATEİST

Aslında akıllı insan ateist olmaz. Çünkü bu dünya öyle tesadüfen olamayacak şekilde mükemmel ve harikulade tasarlanmıştır. Bu gördüğümüz şeylerin hiç biri tesadüfen olamaz. Bu tasarımın muhakkak bir mimar veya mühendisi vardır, kendisi tektir. En iyi anlayacağımız şekilde 'ALLAH' diyoruz ve bizlerde Onun kulları oluyoruz. Bu dünyayı, gök yüzü alemini, ne için yarattığını bilemiyorum. Kime sorduysam da tatminkar bir cevap alamadım. Kendim de çözemedim. Hem zaten dini bilgim de pek azdır. Zaten çözülemeyen çok şey var, yaşadığımız bu dünyada. Bazı şeyleri hayvanlar insanlardan daha iyi biliyor. Bana kalırsa canlı, cansız, inanan, inanmayan, iyi, kötü; dünyada her tarafta, her ne aklına gelirse, hepsinin içerisinde Allah tan bir parça vardır. Yerine göre çok acımasız, yerine göre de çok sevecendir. Allah ın haricin deki bütün varlıklar bir sinema filimi gibidir. Bizim yaşantımız filim oynuyor, O bizleri filim seyreder gibi seyrediyor. Yapımcı ve yardımcıları filimi yanı bizi görebiliyorlar. Oynayanlar izleyenleri, yanı yapımcıyı ve bazı yardımcılarını göremiyorlar. En basit anlatım şekli budur. Allah, bizleri her saniye görüp izliyor. Bize karışmıyor, ancak kim ne yaptığını biliyor. Verdiği akıl ile bizleri bağımsız bırakıyor. Hareketlerimiz ile de cezalandırıp ödüllendiriyor. Bazı insanlar var çok şanslılar. Bu şans işi geldiğimiz dünya veya gideceğimiz dünya ile ilgili olabilir. Bazı olaylar irademiz dışında oluşur. O takdiri ilahidir, şans ile bağlantılıdır.

Ben genç iken bir kaç arkadaş bunun tartışmasını yapıyorduk. Daha doğrusu onlar Allah vardır, yoktur diye tartışırken bende sadece onları dinlemekle yetiniyordum. Bana "Sende söyle fikrin nedir?" diye sordular. "Boşuna tartışıp ta kendinizi zor durumda bırakmayın. Yoktur diyorsunuz fakat var ise sonra ne yapacaksınız? Huzuruna ne yüzle çıkacaksınız? Kaçacak kurtulacak başka yeriniz var mı?" dedim. Hakikaten bazı yarım hocalar dini tehlikeye sokuyorlar. Onun için her söylenene kulak asma, kendi fikrin ile doğruyu bul. Allah ile kendi arana kimseyi alma derim. Aksini iddia edip 'Allah yoktur. Dünya tesadüfen oluşmuştur. Ot gibi yerden bittik, ot gibi yok olup gideceğiz. Hele öldükten sonra dirilmek hiç olamaz. Melekler dediklerimizi kayıt edemez. Biz ne yaparsak yanımıza kar kalır.' diyenler var. Bunlar ateist lerdir. Bilmezler ki bizlerde ölümsüzüz. İnsan ölünce ölmez. Biz bize göre ölürüz. Bedenimiz işe yaramaz hale gelir toprağa karışır. Ruhumuz gök yüzüne çıkarak orda ki yerine çekilir, bekler. Veya bazılarına göre bundan sonra REENKARNASYON başlar. Toprak der geçeriz ve üzerinde gezeriz. Toprak nedir? Nasıl oluşmuş? Toprakta neler olur? Ceset çürür ama nere gider? Bilen var mı? Yok. Her şeyi bilen akıllılar mantıklı bir şey anlatsınlar bizde öğrenelim. Bazı görünmez ve bilinmez güçlerin bu dünyada insan yaşamına etkisi oluyor. Kim bize açıklayabilir? Tesadüf veya hayvanlardan aldığımız birkaç tecrübeler ile yaşamımızı sürdürüyoruz.

Ateistlere bir soru sormak istiyorum. Televizyonlardan izliyoruz veya başımıza geliyor. Durup dururken birden bire yağmur yağıyor. Hiç su olmayan yerlerde bile müthiş seller oluşuyor. Bu sel insanı, arabayı, evleri, önüne ne gelirse her şeyi alıp götürüp kayıp ediyor. İki saat sonra da eskisi gibi güllük güneşlik oluyor. Şimdi lütfen düşününüz. Böyle bir afet olmasa, hiç kimse bu afeti görmese, yaşamasa da, sadece anlatılsa inanır mısınız, inanmaz mısınız? İnanmazsiniz, biliyorum. Çünkü bende inanmam. "Su bir evi yapıldığı yerden koparıp, sokakta ki arabayı da sürükleyip götüremez." derim. Bunlar uyduruk fasaryalar derim. Fakat hem yaşıyorum, hem de televizyonlarda görüyorum ki götürüyor. O zaman, bu olay olduğu için, bende gördüğüm için, mecburen başka çarem olmadığından inanıyorum. Görüp te inanmasam olmaz 'Herkesin dediğini melekler kayıt eder, sol daki günahları, sağda ki sevapları yazar' derler. Melekleri omuzumuzda görsek mecbur inanırız. Omuzlarımızda görmeyince ona da; "Ooo öyle şey olur mu?" deyip güleriz. Halbuki öyle değil dünyada gördüğün duyduğun her şeyi birazcık düşüneceksin. Bu dünyada her şey yalan diyoruz, ama bazı hiç değişmeyen bir çok kurallar vardır. Bir misal verirsek bıçağın yanağının bir tarafında biz varız. Keskin tarafına doğru ilerliyoruz. Öbür yanağında da öbür dünya vardır. Biz hayatı bitirip öldüğümüzde bıçağın öbür yanağına geçmiş olacağız. Aslında birbirimize çok yakınız. Hatta belki de bir nefes kadar.

Tespit edilen bir şey var; bildiğime göre insan beyninin yüzde dört veya beşi dolu, yanı çalışır,  yüzde 95-96 sı boş, yanı çalışmazmış. Bunun varlığından hiç kimsenin haberi yok. Kapasitesi cigabayt ile mi ölçülür? Onu bilmem fakat madem ki vardır, muhakkak boş yerlerinde bir görevi vardır. Boş duracakmışsa neden yapılmış? Belki de melekler peşimize gezmiyorlar da, yaptığımız günah ve sevaplar kendi beynimizin bu boş bildiğimiz yerlerine kayıt oluyor. Şimdi ona da yok öyle bir kayıt yapılamaz diyeceksiniz. Samsung, Sony cihazları kayıt edebiliyor da Allah kayıt edemez mi yanı ne demek istiyorsunuz? Ne ise dünyaya bakarsanız her şeyi anlayacaksınız. Yeter ki kimsenin tesirinde kalmadan kendi iradenizle düşünebilmeği öğreniniz. Ya sonra yanılır, Allah karşınıza çıkarsa ne diyeceksiniz? O af etse de sizin yüzünüz olmayacak. Olur da gerçek hayat öldükten sonra başlarsa, siz nasıl yaşayacaksınız? İşte o zaman gerçek bir ot gibi olduğunuzu anlayacaksınız. Korkmayınız! Allah bizlere bu dünyada hiç bir şeyi yasak etmemiş. Sadece kötülük hariç. Kimseye kötülük düşünmeyiniz, size de düşünmelerine müsaade etmeyiniz, bu dünyada ölçüleri kaçırmadan dilediğiniz gibi yaşayınız.

Geçen belgeselde öğrendim, dünya da yaşanan sırlardan sadece yüzde 5 i çözülmüş. Yer çekimi, ateş vs. daha yüzde 95 i duruyor bizi bekliyor, 'var idi, yok idi' diyene kadar bu sırları çözünüz. Yanlarınızda olsam da Allah ın huzuruna çıkınca yüzlerinizin şeklini bir görsem. Bence Allah vardır ve bazı insanları çok sever, kötü kalpli olanları da hiç sevmez. Ben de her zaman iyi kalpli olamadım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder