SAYFALAR

26 Haziran 2013 Çarşamba

PSİKO TEDAVİ

1978 yılında Gaziantep'li bir gurbetçi arkadaşım İsveç'te anlattı. Huddinge de Karolinska Hastahane sinde çalışan Bahadır Yılmaz'ın dediğine göre; çok yakın akrabalarından birinin on altı yaşlarında ki Hatice Yılmaz isimli kızı felçlidir. Tedavisi için Türkiye, Almanya da bütün doktorlara giderler. Uzun süre tedavi görmesine rağmen hasta kız Hatice iyi olmaz. Kendisi vasıtasıyla İsveç teki doktorlara da baş vururlar fakat İsveç te de bir netice çıkmaz. Netice olarak ta bu hastalığın tedavisi mümkün olmadığını. Yaşamına bu şekilde felçli olarak yatakta devam etmesi gerektiğini öğrenirler.

Tekrar Türkiye ye geri dönerek bu hayatı benimsemeğe çalıştıkları sırada  çok enteresan bir gelişmeye şahit olurlar. Bu hasta için doktorlardan tamamen ümidi kesince Ankara da bir hoca ismi öğrenirler. O hocaya okutmak ve belki bir faydası olur düşüncesi ile Ankara'ya gitmeğe karar verirler. Tren ile Adana dan Ankara ya giderken, kompartımanlarında yedi-sekiz kişilik pekte yabancı olmadıkları simalarla karşılaşırlar. Bu kişilerle biraz yolculuk ettikten sonra kim olduklarını sorarlar. İçlerinden biri ses sanatçısı Mustafa Sağyaşar olduğunu, diğer kişilerinde saz arkadaşları olduğunu, konser için ekibiyle birlikte Adana'ya gelip geri döndüklerini söyler.

Bu konuşmayı duyan ve yanlarında yatmakta olan felçli kız Hatice söze karışır; "Ağabey sen Mustafa Sağyaşar mısın?" diye sorar. Mustafa Sağyaşar da "Evet" der. Felçli kız Hatice; "Ağabey, benim için 'Her yer karanlık' şarkısını okur musun?" der. Mustafa Sağyaşar çalgı aletlerinin bagajda olduğunu, çalgısız okuyamayacağını" söyler. Kız ısrar eder; "Ağabey çalgısız olsun lütfen benim için okur musun? Bu felçli kızın son arzusunu yerine getirir misin?" der. Mustafa Sağyaşar çalgısız olarak şarkıyı okumağa başlar. Bütün herkes kendinden geçer, kendilerini bu şarkının akışına bırakırlar. Daha şarkı sözleri yarı olmadan sanki uykudaymışlar gibi kendilerinden geçerler.

Tam o sırada Hatice'nin babası kendine gelir bir bakar ki felçli kızı Hatice'yi yanında görür. Akıl alacak gibi değil. Yatakta yatan felçli kız Hatice o şarkının etkisiyle ayağa kalkmış ve yanlarına kadar gitmiş. Ondan sonra da bir daha yatağa düşmemiş, tamamen iyileşmiş. Hocaya filan gitmekten de vaz geçmiş evlerine gitmişler ve artık Mustafa Sağyaşar ile manevi kardeş olmuşlar. Buna benzer daha önceden de gazetelerde okumuştum; Amerika da Elvis Presleyin mezarına giden felçli hastalar iyileşir ayağa kalkarlarmış. Bunlar mucize sayılmaz mı?   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder