SAYFALAR

21 Eylül 2011 Çarşamba

OLA O NERDEN GEÇTİ

1960 lı yıllarda Ihlamurlu dan İstanbul'a gidip gelmek çok zordu. Köyümüz Ihlamurludan gurbet diye İstanbul'a gidenler güçlüklerle karşılaşırlar, gittiklerine pişman olurlardı. Fakat işin içinde aşk olunca bu zorluklar bayram havasında geçer ve biran önce kavuşmak için her müşkülat göze alınırdı.

İstanbul'daki nişanlısı köyümüze gelerek Muhittin isimli genci çok sevindirmiş, iki üç ay nişanlılar bir arada yaşamışlarsa da, tatlı günler çabuk geçer ya, o aylar da hemen geçmişti. Artık nişanlısı Nermin geri dönüyordu. Bir perşembe günü hepsi birlikte çarşıya, yanı Fındıklıya indiler. İstanbul dan gelenlerin günü bitmiş, biletleri alınmış, otobüse binip geri İstanbul'a gideceklerdi. Muhittin de nişanlısı Nermin ve ailesini yolcu ediyordu.

Öğleden sonra saat 16.00 yı gösterdiği sıralarda Ulusoy Otobüsü Hopa dan geldi ve Fındıklı da yazıhanede durdu. Önce bagaj eşyaları otobüse verildikten sonra iki aile İstanbul'a gitmek üzere yerlerine oturmadan uzun süre vedalaşmalar devam etti. Kiminin gözleri yaşlı hep alçak seslerle bir birlerine bir şeyler tembihliyorlardı. 

Muhittin gözlerini Nermin den hiç ayırmıyor, "Mektup yaz ha.. Gider gitmez telefon aç. Furunci Süleyman'a sağ salım gittiğinizi bildir, ben ondan öğrenirim." diyordu. Ve vakit geldi İstanbul yolcuları Ulusoy Otobüsü ile Fındıklı dan ayrılıp gittiler. Uzun süre yazıhanenin önünden ayrılmayıp, Muhittin otobüs o görünüşleri geçinceye kadar arkasından el sallayıp, ha bire göz yaşlarını sildi. Çünkü nişanlısından ayrılmış, bu ayrılığı bir türlü hazmedemiyordu. Artık nişanlısını bir sene daha göremeyecek demekti. 

Bu hüzünlü ayrılıktan sonra İstanbul'a giden Nermin'nin başından ne geçti bilemiyoruz fakat Fındıklı'da kalan Muhittin otobüs durağından zor bela ayrılmış, ağladığı için gözlerinden akan yaşları sile sile ve gözlerini eze eze göz kapakları kıpkırmızı olmuş, kendinden geçmiş vaziyette cadde üzerinde yalnız başına yürürken, bir taraftan da hala ağlıyordu.

Tam bu sırada arkasından bir kamyonet kendisini geçmek istiyor fakat Muhittin tam yolun ortasında olduğu için yolu kapatmış bir türlü geçemiyordu. Uzun süre Muhittin önde, kamyonet arkada korna çalarak birlikte gittiler. Sokak dar olduğu için kamyonet geçemiyor, devamlı korna çalarak ondan yol istiyor fakat Muhittin dertli ve dalgın olduğu için onu hiç duymuyor, kamyonun farkında bile değil, ona yol vermiyordu..

Bir ara kamyonet Muhittin'in sağ tarafından giriş yaparak, sağ tekerlekler ile yaya kaldırıma çıkıp, Muhittin'e hafif çarparak onu geçti. Tam geçerken Muhittin ile aynı hizaya geldikleri zaman kamyonetin içinden elini uzatıp Muhittin'e de bir yumruk vurdu ve öyle geçti, gitti. 

Muhittin de bir irkildi, kendine geldi ve hızla kaldırıma atladıktan sonra sağa sola baktı. Önünde gaza basan kamyoneti görünce anladı ve arkasından bakarak kendi kendine;
"Olaaa o nerden geçti?"dedi.


2 yorum:

  1. Babacım, çok güzel yazı olmuş, zevkle okudum. Bi de bu M. ve N. nın kimler olduğunu anlayabilseydim çok süper olacaktı... :))

    YanıtlaSil
  2. O isimleri yazarsam hukukı sorunlar yaşayabilirim.Onun için sadece baş harflarını yazıyorum.Sadece bizim köydendirler onu söyleyim.

    YanıtlaSil