SAYFALAR

27 Mart 2012 Salı

TESLİMİM BABA

1989 yılı Ankara Hırsızlık Bürosu, gündüz nöbetçi ekibimizi arıyoruz fakat bulamıyoruz. Telsiz anonslarımıza cevap vermiyorlar. Müdürümüz devreye girdi ve "Bu ekibe görevi terkten işlem yapın " dedi. Müdürün ağzından çıkan emirdir, yerine getirilir. Dört polis memuru ve bir komiser hakkında işlem yapılacak. Belki de meslekten atılacaklar.

Üç beş gün önce ekiplerinden aldığım memuru aradım. Hangi kahvede kumar oynadıklarını sordum. Doğruyu söyleyeni her zaman koruduğumu bildikleri için, o memur hangi kahvede kumar oynadıklarını, hatta bir arkadaşlarına kefil olup Polis Sandığından borç para çektirip o parayı kumarda geri aldıklarını bana anlattı. Ben de doğru Keçiören deki o belirtilen kahveye gittim. Baktım doğru mavi Ford marka arabaları kapıda duruyor. Usulca kapısını açtım. Gündüz şoför içinde uyumuş, telsiz muhaberelerini duymuyor. Uyandırdım. Kendi arabama aldım. Onların arabasını şoförüm kullandı. Bende benim arabamı kullanarak Kısma geldik.

Üç memur, bir komiser orada kahvede kaldılar. Geride neler olup bittiğini sonradan bir memur anlattı biliyorum. O akşam ne arayabildiler ne de gelebildiler. Hiç kimseden ses sada yok. Ertesi gün başlarında komiserleri Kısma geldiler, yalvardılar, özür dilediler, beni kandırdılar, bir daha hiç olmayacak, ne olur bir sefer af et dediler. Ben de Müdür Beye çıktım güya memurlarımı korudum ona yalvardım, yakardık ve af ettirdik. Anadan yeni doğmuş gibi sevinerek göreve çıktılar. O gün iyi her arandı cevap verdiler. Bir hafta çok güzel her arandılar mı cevap veriyorlar. Arada da Kısma telefon açıp bana raporlar verip güya çalışmalarını bildiriyorlar. Ertesi gün yine kayıp oldular. Ne kadar arandılarsa hiç cevap vermediler. O kahveyi öğrenmiştim ya tekrar gittim. Manzara aynı fakat ben dünkü gibi değilim. Gözümde hiç bir şey yok. Çok sinirliyim. Gerekirse belki de kendilerine vuracağım. Hızlı bir şekilde kahvenin içine girdim. Sivillerden bir kaçı camdan atlamışlar. Bizim komiser camdan atlamadı. Sırtı bana dönük ekibi ile kumar oynuyorlardı.

Memurlar beni görünce yerlerinden kalkıp esas duruşa geçmelerinden ve kahvedeki sivillerin kaçışmalarından anladı. Yerinden havaya zıpladığı gibi, bana dönerek iki ellerini havaya kaldırdı ve; "Teslimim baba, bana bir şey edersen unutma çocuklarıma yine sen bakacaksın. Ne yaparsan yap. Teslimim" dedi. Hemen aklım başıma geldi. "Nedir bu arkadaş? Oyununuzu hemen bitirin, işinizin başına dönün" dedim ve hiç beklemedim, kahveden çıktım gittim.

Daha sonra ekibi o komisere "Bir yerden çay içelim" dediler mi. "Ya arkadaşlar, bir sefer baba dedik adamı kandırdık. O adamı bir daha kandıramayız. Boş verin çayı. Ölmezsiniz" dermiş. Ve bu iyi bir ders olmuş, kumar oynamağı da bırakmışlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder