SAYFALAR

30 Ekim 2012 Salı

ENİŞTE

çarık
İlk başlardan yazmıştım 'OLA O NERDEN GEÇTİ' de ki nişanlılar kız Nermin ve erkek Muhittin aileleri arasında nifak çıkmış tam ayrılacaklarken, Muhittin Nermin'i kaçırmıştı.
Nermin bizim akrabamızdır. Kaçıran Muhittin ise başka akrabadır. İşin içinde kaçırma olayı olunca iki aile arasında biraz soğukluk olur tabi. Zaten nişanlı olmalarından dolayı arada ki soğukluk uzun sürmemiş, araya adamlar girerek barıştırmışlardı.

O zamanlar bende 8-10 yaşlarında çocuktum. Alipaşa Ağabeyim Ankara'dan yeni gelmişti. Birlikte Halamın evine İsmet ağabeyi görmeğe gittik.
Kış günlerinden biri olması nedeniyle milletin işi gücü yok, çevreden de komşular 10-12 kişi evin içinde açık ateşin başında otururmuş muhabbet ediyorlardı. Bizler de onların yanlarına oturup muhabbetlerine ortak olduk. Biz den sonra yukarıda bahsettiğim Muhittin geldi. İri yarı, izbandut gibi, ileri geri sallana sallana yürürken, ayağında kıl çorap ve çarık giymiş, görenlerin gayrı ihtiyarı dikkatini çekiyordu. İngiliz kilot pantolonu giymişti. Üstüne ne giydiğini hatırlamıyorum. Selam verdikten sonra açık ateşin yanına yanımıza bir iskemle çekti ve oturdu. 
Ben kendisini tanıyorum, o da bizleri çok iyi tanıyor fakat Alipaşa Ağabeyim köylerde pek durmayıp genelde gurbetlerde durduğu için Muhittin'i tanımıyordu;
"Ben bu delikanlıyı tanımadım, kimlerdendir?" diye sordu.

Daha kimse cevap veremeden hemen Muhittin;
"Bimbela versun Alipaşa, çe sen beni mı tanımadun? Ben sizun eniştenguz Muhittinim da" dedi. Herkes, gülmekten yerlere yattılar. Ve o mecliste bulunanlar hala daha bu şekil de hatırlayıp anlatırlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder