SAYFALAR

31 Mayıs 2014 Cumartesi

BAĞIRAMAZSIN

1976 yılı Adana Cinayet Masası Tuncay isimli bir hırsız yanında çalıştırdığı elemandan sebep başka bir dolandırıcıyı bıçaklamış, öldürmüştü. Geldi bize teslim oldu. Onlarda öyleydi. 

Dolandırıcılar yanlarında çocuk çalıştırır, çaldırdıkları paraları ellerinden alır öyle geçinirlerdi. Ayrıca o çocukla cinsel ilişkiye de girerlerdi. Başka bir dolandırıcı onun yanında ki çocuk ile ilişkiye girince öldürmüş. Uyuşturucu ne almışsa ağzından salyalar akıyordu. Öyle külhanbey ağzıyla bizlerden çay, sigara filan istedi. Belli ki sarhoş olduğu için hiç bir şeyin farkında bile değildi.

"Ağabey ğarkın (halkın) çocuğunu düzüyordu ben de öldürdüm." diye ifade veriyordu. Her şey ispatlı ve delilli, o zaman ki usullere göre Suç Üstü olarak evraklarını tamamladık ve şahıs hem haplı hem de tehlikeli olduğundan bir an evvel elimizden çıksın diye yetiştirip aynı gün Adliyeye intikal ettirdik. Hakim ifadesini alırken üç polis arkadaşta Tuncay tehlikeli olduğundan her hangi bir olay yapmağa kalkarsa mani olmak için hemen yanı başında bekliyorduk. Her zaman Hakim ifade alırken her ihtimale karşı, hakimin güvenliği açısından ben sanığın arkasında her hangi bir saldırısını önlemek için kendi prensiplerim olarak hazır bekler, tevkifinden sonra da hemen kelepçeyi takar cezaevine götürürdük. Başka suçlularda da ben hep aynı uygulamayı yapardım. Şimdi ki sanık Tuncay da haplı ve tehlikeli olduğu için tam arkasında bekliyordum. Öyle gençten bir hakim önümde ayakta duran Sanık Tuncay'ın ifadesini alıyordu.

Sanık Tuncay'ın kimlik tespitini yaptıktan sonra Hakim bana döndü ve "Sen kimsin? Ne bekliyorsun? Sen de mi sanıksın? Söyle bakıyım adını, soyadını" diye sordu. Polis olduğumu söyledim. Yüksek sesle bana "Sanığın yanında ne bekliyorsun?" diye bağırdı. Şahsın üzerinden daha hap etkisi geçmemiş. Sağa sola saldırabilir. Böyle bir saldırıyı önlemek için beklediğimi söyledim. 
Hakim bana; "Saldırı için mış. Çekil oradan." dedi. Şoke oldum ve sol tarafa bekleyen diğer arkadaşım Komando Şahin'in yanına geçerek birlikte beklemeğe başladık. Bu sırada ifade veren Sanık Tuncay "Sen polis ağabeyime nasıl hakaret edersin? Lan dümbük." dedi ve hakimin tarafına kürsü üzerinden atlayıp geçmek istedi. Ben hakimi kurtarmak için o tarafa doğru koşarken arkadaşım eski polis Komando Şahin kolumdan tuttu ve "Polis olaya en sonunda gider. Sen ne biçim adamsın? Beklesene yahu. Bıraksana ki hakimi bir terbi etsin." dedi. Biraz geç kaldım ama ben yine de Tuncay'ı tutarak geri salona indirdim. İfadesini alan ve beni azarlayan hakim korkudan biraz kaçtı, sonra da orada düştü, kriz geçirdi, hastahaneye kaldırdılar.

Tuncay tevkif oldu. Cezaevine götürürken de bana kızıyordu. "Bırakmadın ki herifi bir benzetsem" diyordu. O hakim daha sonra ki seferlerde de 'Sanığın arkasında niçin durmuyorsunuz? diye bizleri azarlıyordu. Fakat ben daha hiç durmadım ve bana da hiç bir şey demezdi. Bazen de getirdiğimiz suçluyu "Tevkif edeyim mi?" diye bize sorardı. Şerefsiz Nuray diye bir Polis arkadaşımız da "Suçu çok. Tevkif et, bu Şerefsizi Hakim Bey" derdi. (Dümbük: Adana da karısını satan adamlara derler.)   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder