SAYFALAR

12 Mayıs 2014 Pazartesi

DÜŞECEKLER

gürgen ağacı
Birbirlerini çok seven iki aşık evlenmişler. Stresten uzak doğal bir hayat yaşamak için, her çeşit ağaçların bulunduğu, ormanlık, her sabah çamların kokusuyla ve kuşların cıvıldama sesleriyle uyanacakları bir yer bulmuşlar. Oraya küçük fakat çok güzel bir ev yapmışlar. Her şeyleri dört dörtlük keyiflerine diyecek yokmuş. İki sevgili her sabah çam kokuları ve kuşların cıvıldama sesleriyle uyanırlar. Çamların arasında kimi zaman koşarak, kimi zaman yürüyerek dolaşırlar. Kâh balık tutar, kâh av avlarlar. İki yıl kadar her türlü dert ve stresten uzak bu harika yerde şahane bir hayat yaşarlar. Ancak bir sabah delikanlı uyanır, eşini yanında yoktur. Anlaşılan o daha önce kalkmış. Bulmak için dışarı çıkar ve evlerinin arkasında gürgen ağacı fidanının altında oturmuş ağlarken görür. Gürgen ağacını bilirsiniz. Dünyada ondan iri ve yüksek ağaç var mı? Bilmem. Çok kalın ve yüksek olduğundan üzerine halatla çıkılır. O da bir meziyet işidir. Herkes çıkamaz. Hemen yanına gider ve ellerinden tutarak "Sevgilim, ne oldu? Niçin ağlıyorsun?" diye sorar. Eşi "Kocacığım, şu gördüğün gürgen fidanı büyüyecek, gürgen ağacı olacak. Bizim de çocuklarımız doğacak, büyüyecek ve adam olacaklar. Bu gürgen ağacına çıkıp düşecekler ve ölecekler. Ben onun için ağlıyorum." demiş. Delikanlı o zaman düşünmüş ki; insanoğlu üzülmek ve stres yapmak için mutlaka bir şeyler bulur veya uydurur.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder