Ahmet ile Cengiz ilk okula başlarlar ve kısa süre sonra
tanışarak birbirini çok sever arkadaş olurlar. Hiç ayrılmadan okul hayatları
birlikte geçer ve ikisi de arkadaş olarak aynı Üniversiteyi birlikte
bitirirler.
Üniversite bittikten sonra başka şehirlerde iş bulup ayrılırlar ve uzun süre birbirlerinden haber alamazlar. Bir kaç yıl sonra bir gün Ahmet işi icabı İstanbul’a gelir. Beyoğlu nda gezerken o eski ve çok sevdiği arkadaşı Cengiz ile tesadüfen karşılaşır. Ayak üstü biraz sohbetten sonra, Cengiz akşama buluşup bu arkadaşını ille evine götürmek ister.
Ahmet yatağa girer fakat çok sıkıştığı için bir türlü uykuya geçemez. Kalkar, saray gibi büyük evde biraz tuvaleti aramak ister fakat gece karanlıkta yeni evli arkadaşının evinde dolaşmak ta pek işine gelmez. Döner odasına tekrar y atağa girer fakat bir türlü uykuya geçemez.
“Yaw, bırak onu bunu da, bana bir onu söyle ki; sen nereye pisledin? Üç ayda 5 ev değiştirdim hala pisliğinin kokusu çıkmadı.” der.
Üniversite bittikten sonra başka şehirlerde iş bulup ayrılırlar ve uzun süre birbirlerinden haber alamazlar. Bir kaç yıl sonra bir gün Ahmet işi icabı İstanbul’a gelir. Beyoğlu nda gezerken o eski ve çok sevdiği arkadaşı Cengiz ile tesadüfen karşılaşır. Ayak üstü biraz sohbetten sonra, Cengiz akşama buluşup bu arkadaşını ille evine götürmek ister.
Ahmet düşünür; kendi bekar arkadaşı yeni evli, rahatsız
etmek, yanı evlerine misafir olmak istemez. Cengiz ille diretir ve birlikte
Üsküdar da ki Cengiz’in evine gelirler. Gece geç saatlere kadar eskilerden yad
edip yerler içerler ve evde eğlenirler. Geç saatler de Ahmet’e Cengiz ve hanımı
yatacağı odayı gösterirler ve yatarlar.
Yalnız ev sahibi
Cengiz, misafiri Ahmet’e tuvaleti göstermeği unutur, Ahmet’te Cengiz’in
hanımından utanır ve soramaz. Ahmet yatağa girer fakat çok sıkıştığı için bir türlü uykuya geçemez. Kalkar, saray gibi büyük evde biraz tuvaleti aramak ister fakat gece karanlıkta yeni evli arkadaşının evinde dolaşmak ta pek işine gelmez. Döner odasına tekrar y atağa girer fakat bir türlü uykuya geçemez.
Tam problemine çözüm ararken birden odasında köşede duran
kauçuk saksıyı görür ve aklına bir fikir gelir. Saksıden kauçuğu çıkardıktan
sonra saksının içine işini görür ve rahatlar. Kauçuk fidanını da toprağı ile
birlikte yaptığı pisliğin üzerine koyar. Etrafı temizledikten sonra güzel bir
uyku çeker. Ertesi sabah arkadaşı Ahmet’i kaldırır. Kahvaltılarını ederler. O
zamanlar cep telefonları yoktu. Birbirlerine iş veya ev telefon numaralarını
verdikten sonra vedalaşırlar ve Ahmet geri geldiği yer Adana’ya döner.
Bu buluşmadan 3 ay filan sonra Ahmet’in telefonu çalar.
Ahmet Ahizeyi kaldırır ve bakar ki İstanbul da ki üç ay önce evine misafir
olduğu o eski arkadaşı Cengiz; “Oooo
Cengiz arkadaşım, nasılsın, iyi misin?” diye sorarken Cengiz telefonun öbür
ucundan top sesiyle bağırır; “Yaw, bırak onu bunu da, bana bir onu söyle ki; sen nereye pisledin? Üç ayda 5 ev değiştirdim hala pisliğinin kokusu çıkmadı.” der.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder