1974 yılında Elazığ dan Adana'ya kamyonla pamuk işçisi getiren Elazığlı şoför Ali Şeker'in kullandığı kamyonunun freni patlar ve yolda kaza yapar.
Üç kişi ölür. Sekiz dokuz kişi de yaralı var. Davaya bakan Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi davayı başlattı ve olayda bilgisi olanların ifadelerini alıyor. Mahkeme salonu izleyici ve olay mağdurlarının yakınlarıyla tıklım tıklım doluydu.
İfade verecek olan şahit Nazım da hakime sordu "Efendim, Ali Şeker'in bana öğrettiği gibi diyeceğime mi, yoksa olayın doğrusunu olduğu gibi anlatacağıma mı yemin edeyim?" dedi.
Hakim kızdı ve bağırdı "Ali Şeker de kim oluyor? Sen olayın doğrusunu anlatsana. Nasıl oldu da Ali Şeker kaza yaptı?" dedi.
Şahit Nazım hakim bağırınca temelli şaşırttı ve başladı olayı anlatmağa;
"Bizim Ali Şeker'in arabası yokuş yukarı ğır, ğır, ğır yorgun eşşek gibi; ananı avyadını...s... hakim bey yokuş aşağı fişşek gibi gidiir. Ananı avyadını...s.. hakim bey, bizi uçurumdan aşağı un çuvalları gibi attı. hakim bey."
Herkes ne olduğunu anlayana kadar Nazım hızlı hızlı bir çırpıda olayı bu şekilde bir iki defa olayı anlattı. Yanı anlayacağınız hakimi iyi bir kalayladı.
Herkes ne olduğunu anlayana kadar Nazım hızlı hızlı bir çırpıda olayı bu şekilde bir iki defa olayı anlattı. Yanı anlayacağınız hakimi iyi bir kalayladı.
Önce bir an sessizlik oldu koca salonda. Sanki hiç kimse yok. Sonra savcı uyandı ve sessizliği bozdu "Anlat, anlat, bir daha anlat ! Olay nasıl oldu? Bir daha anlat Aslanım." dedi. Nazım aynı şekilde söverek olayı bir daha anlattı. Savcı ve hakim de dahil olmak üzere tüm salondakiler yüksek sesle gülmeğe başladılar.
Savcı güldüğünü göstermemek için dosya ile yüzünü kapatarak bu ifadeyi şahit Nazım'a defalarca tekrarlattırdı. "Anlat, anlat, nasıl oldu?" Tabi adam bilmeden Hakim Bey e kalayı basıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder