SAYFALAR

13 Ekim 2011 Perşembe

LOĞİ, LOĞİ

Eskiden bizim Karadeniz de herkes büyük şehirlerin şivesi ile konuşmak ister, konuşmayanlar aşağılanır alay konusu yapılır veya biz öyle sanardık. Hatta köylü ile şehirli arasında bile ayırım olurdu. Herkes kendini şehirli gibi konuşmağa özendirir, büyük şehirlere gidip uzun süre kalıp gelenlerde örnek alınırdı. Böyle kişilere de"ne güzel TURÇA"konuşuyor denilirdi. Hatta laz ve hemşenli arasında dil konusunda ciddi iddialar olur, türküler bile atılırdı. Turça konuşacağım derken gülünç isimlerde ortaya çıkabilirdi. Rize İli Fındıklı İlçesi Orta Okulunda okurken; Laz arkadaşımla denizde yüzerken kulağımıza su kaçmıştı, birlikte doktora gittik. Doktorun kapısında sıramızı beklerken derdimizi nasil anlatacağımızı birkaç provadan sonra ikimizde iyice ezberledik. Hani turça konuşacaktık ya. İkimizi birlikte doktor muayene odasına çağırdı. Doktor bana "neyin var, şikayetin nedir?"diye sordu. Ben kapıda prova ederek ezberlediğimiz şeylerin hepsini unuttum, hay allah. "Doktor bey, doktor bey" deyip durdum birkaç defa. Doktorda "he oğlum söyle" ben yine doktor bey daha gerisi yok. Bir baktım arkadaşım İbrahim dayanamadı, beni kurtarmak için hemen iki adım ileri çıktı, önüme geçti ve söyledi. Sıkı durun çok turça konuşacak "Doktor bey, çocuk toparlıyamiyur, ikümüz da başumuzı salladuğumuz zaman kulağumuzun içinde bir şey loği, loği edeyi, sağırmı olacağuz? Kogiçkını"dedi. Onun söylediği ile de dışarda prova ederken ezberlediğimiz birbirine hiç benzemiyordu. Herkes tabi yerlere yattı. Ve uzun zaman o arkadaşım İbrahim'in adı loği loği kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder