SAYFALAR

22 Temmuz 2012 Pazar

BALÇIĞA GÖMÜLMÜŞ

1976 yılı Adana; Baraj tarafında tarlaların arasında doğru dürüst yolu olmayan "İncir altı" diye adlandırılan bir yer vardı. O zaman polis bölgesi değil fakat, bar pavyon kadınları buralara getirilir, öldürülür olay faili meçhul kalırdı. Yazın çok sıcak gecelerin geç saatlerinde buralara gider hem serinler hem de bazı olayları önlemeğe çalışırdık.

Bir gece üç ekip arkadaş arabadan indik ve biraz dinlenelim derken cep feneri ile de etrafı kolaçan ediyordum. Önümüz deki dere içine doğru bakarken Dedektif Emir Ağabey birden bağırdı; "Recep şuraya tut" Tam önümüzde dere içinde 10-15 metre kadar ilerde bir çıplak insan kolu havaya dikilmiş öylece duruyordu. Ekip Amirliğimizi yapan Komando Şahin Ağabey hemen uyardı; "Arkadaşlar önce çevre emniyeti alalım." dedi.

Silahlarımızı çıkararak hazırladıktan sonra çep feneri ile çevreyi araştırdık. Başka da canlı veya dikkat çekecek cansız hiç bir şey göremeyince, süratle balçığın içinde havada gördüğümüz bu insan kolunun yanına gitmek için aşağı indik. Daha doğrusu ben çevre güvenliği için beklerken Emir ile Şahin indiler. Aşağısı oldukça pis kokan yarı su yarı çamur balçıkla kaplı bir yerdi. İkisi de bele kadar gömüldükleri balçığın içinde gece vakti zorlukla ilerleyerek görünen bu çıplak kolun yanına gittiler. Adam balçık içine gömülmüş sadece sol kolu dışarıda havada kalmış görünüyordu. Ben de balçık içine girdim ve adamı çekerek çamurun içinden dışarı çıkardık. Çeke çeke binbir güçlükle dışarı arabamızın yanına götürdük. Bu şahıs 23-24 yaşlarında esmer orta boylu bir şahıstı ve tamamen çıplak üzerinde hiç giysi yoktu. Çıplak olması sebebiyle orada el feneri ile yaptığımız tetkiklerde üzerinde kesici veya delici silah izi yok, ancak vücudunda çok sayıda çizikler vardı. O an için yaşayıp yaşamadığını tam olarak anlayamadık ama yaşadiği şeklinde bazı emareler vardı. Ağzında beyaz bir şey fark ettik. İçi balçık dolu bir mendil yutturulmuştu. Hemen hastaneye yetiştirdik. Çeşitli müdahalelerden sonra kurtudu hayata döndü bu Urfa'lı genç.

Kan davaları olduğundan düşmanları Urfa dan gelmişler, o gencin dostları o tenha yerlere götürmüşler ve orada düşmanlarına teslim etmişler. Düşmanları da işkence ettikten sonra; ya öldü bilerek balçığın içinde bırakıp gitmişler yahut ta bizim arabamızın ışığını görünce korkmuş, bırakıp kaçıp gitmişlerdi. Daha sonra bir kaç kişi sanık diye Urfa'da, bir bayan da Adana'da yakalandı. Burada söylemek istediğim bir şey var. Hiç bir zaman unutmayınız; Suçlu saklanabilir, fakat asla kaçamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder