SAYFALAR

11 Temmuz 2012 Çarşamba

İŞİNE KARIŞMAM

Bektaşi bir gün piizlenirken bir pislik böceği görür. Böcek hayvan pisliğini top etmeş yuvarlamağa çalışmaktadır. İki elini havaya açar ve; "Allahım, bu dünyayı, bu kadar canlıyı, varı, yoğu her şeyi yarattın da, bu pislik böceğini niçin yarattın?" diye sorar.

Birkaç sene sonra hasta olur, vücudunun her tarafını çibanlar sarar. Her çareye baş vurur, doktarlara gider, ilaçlar kullanır fakat bir türlü iyileşmez. Hatta vücudunda ki çibanlar daha da çoğalır. Bir gece rüyasında sakallı bir ihtiyar görür. Bu ihtiyar "Sen 40 tane pislik böceği bulacaksın. Onları ezeceksin. 40 sabah aç karnına suyundan içip, posasını da çıbanların üzerine süreceksin, o zaman iyileşir." der.
Bektaşı bu ilacı yapmağı pek istemez fakat çaresiz. İlacı yapar aynen ihtiyar dediği gibi uygular ve tez zamanda bu illetten kurtulur.

Yıllar sonra bir gemi Okyanusun ortasında fırtınaya tutulur. Batmak üzeredir. Bütün mürettebat ve yolcular yerlisi yabanacısı kurtulmak için ellerini açmışlar Allaha dua ediyorlar. Aynı Bektaşı da bu gemi de bulunuyor fakat o yanda çömelmiş olup bitenleri seyrediyor. Hiç bir şeye karışmıyor.

Telaşla dua edenlerden bir kaç kişi Bektaşının yanına giderler; "Erenler sen olgun ve hatırlı birine benziyorsun. Sen de dua etsen ki belki gemi batmaz da canımızı kurtarırız." derler.

Bektaşi onlara; "Yok arkadaş. Ben Allahın işine bir defa karıştım, kırk gün pislik böceği yedirdi. Bir daha karışırsam kim bilir ne yapar? Onun işine daha asla karışmam" der.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder